Bir Jenerik Meselesi: "Death Note"

 



Hemen hemen herkesin anime dünyasına attığı ilk adım olan Death Note, gerek konusu, gerek anti-hero türünün en güzel örneklerinden biri olan ana karakter Light aracılığıyla bize sorgulattığı şeyler ile çok ses getirdiği inkar edilemez bir gerçektir. 2006 yılında yayınlanmış olan bu anime hakkında, birçok farklı analiz ve fikirler ortaya atılmıştır. Peki konusu, karakterleri, ya da altında yatan felsefi soruları değil de sadece jeneriğini incelersek neler çıkar ortaya? O zaman haydi izleyelim.


Sembolizm ve analiz konularını öğrenip bunlarla ilgilenmeye başladığım ilk anlardan beri dizi ve film tanıtımlarının, tüm hikayeyi anlatabileceklerini düşünmüşümdür. Bunun örnekleri birçok dizide görülebilir. Örneğin Marvel-Netflix iş birliği ile çıkan ve benim en sevdiğim dizilerin arasında bir hayli yükseklerde yer alan Daredevil’ın tanıtımındaki sadece renk kullanımı bile bu kahramanın amacını ortaya koyuyor. Aşağıdaki videoda gördüğünüz gibi tüm jenerik alışık olmadığımız bir kırmızı tonundadır. Bu rengin kırmızı olması, işin içine şiddetin gireceğini gösterse de kana benzememesiyle ana karakterin, hiçbir kişiyi öldürmeden işlerini halledeceğini gösterir. Diziden ya da çizgi romanlardan bu kahramanı bilenler ne demek istediğimi çok iyi anladı bile.


Fakat bu fikrimi onaylayan en bariz ve güzel örnek Death Note’a aittir. Hatta işi bir seviye ileri götürüp tüm hikayeyi anlamak için sadece “elma” imgesinin yeterliği olduğunu size söyleyebilirim. Bu noktada animeyi bitirmediğimi ve hala izleme aşamasında olduğumu itiraf edip burada yazdığım şeylerin sadece tanıtım analizi olduğunu tekrardan söylemeliyim.

Tanıtıma gelirsek, tüm jenerik boyunca Batı kültürüne özellikle de İncil’e göndermeler bulunuyor ki bence bunu izleyen herkes fark etmiştir. Tanıtımın ilk anlarında hepimizin çok yakından tanıdığı ve bildiği Michelangelo’nun “The Creation of Adam” tablosunun yeniden üretimini görüyoruz. Orijinal olanın aksine burada birbirine uzanan eller değil, bir ölüm meleğinin ana karaktere uzattığı bir şey var, bilgi ağacının yasaklı meyvesi olarak bilinen bir elma…



Öncelikle nedir bu bilgi ağacı? Tanrı, Adam ve Eve’i yarattığında cennetteki tüm ağaçların meyvelerini biri hariç onlara helal kılar. Bu yasaklanan da bilgi ağacının meyvesidir. İki insanın ayaklarını kaydırmayı kendine amaç bilmiş olan şeytan, bir yılan kılığına girerek Eve’i kandırır ve o da Adam’ı ikna ederek birlikte bu meyveyi yerler. Bu meyvenin tadına bakmalarıyla daha önce bilmedikleri nefsi şeyleri öğrenip farkına varırlar. Bu ihlalin ardındansa tanrı onları cennetten kovar. Şimdi bu minik bilgiden sonra dönelim tanıtımımıza. Burada elma, Ryuk olarak bilinen bir ölüm meleği tarafından uzatılır. Tam bu kısımda Eve’i kandıran şeytan ile elma uzatan Ryuk’u aynı konuma koyabiliriz. Zira yasaklı meyveyi uzatanın ölüm meleği olması, bu hikayede insanları kandıran ve bunu yaparken kendi amacına hizmet eden şeytanın, Ryuk’un kendisi olduğunu gösterir. Buradaki resmin bir diğer tarafındaysa elmaya ulaşmaya çalışan Light vardır. Fark ettiyseniz karakterimizin kanatları var ama elleri bir yere zincirli. Buradan çıkardığım şey, Light’ın kanatları, onun çok büyük istekleri ve idealleri olduğunu gösterse de bunu yapamayarak dünyaya ve bu gerçekleştiremeyeceği isteklerine tutsak olduğudur. Yani onu olduğu yerde tutan tek şey, yine onun gerçekleştirmek için can attığı ama yapamadığı idealleridir. O zincirlerden kurtulup artık istediklerini yapmaya başladığı an, bence bir “melek” gibi uçacak ve kendince hak ettiği yere zor da olsa gidecektir. Uzandığı “Elma” ise Light için tüm bunlara ulaşmak için kullanabileceği bir anahtar niteliğindedir. Bu düşüncemin kanıtı da birkaç saniye sonra gelecek olan Light’ın elinde elma ile yürüdüğü sahnededir. Tam bu yerde, tanıtımda çalan şarkıda “Meyvenin söylediğine göre gelecekte rüyalar dönüyor ideallere.” sözleri geçer. Sizce de bu, elmanın anahtar olduğunu, hatta Light için bir akıl hocası görevi gördüğünü göstermiyor mu?


Şimdi gelelim dikkatimi çeken ikinci kısma. Burada kızıl renklerle gösterilmiş olan Light’ın tam karşısına maviler içerisinde L. olarak bildiğimiz biri dikilir. Sadece renklere bakarsak, şiddetin ve öfkenin rengi olan parlak bir kırmızı ile ana karakterimizin aslında ne kadar kötü bir yola düştüğünü kolaylıkla anlayabiliriz. Karşısındaki karakter ise dinginliğin, sakinliğin rengi olan mavi ile resmedilmiştir. Hepimiz biliyoruz ki mavi ve kırmızı, birlikte çok kullanılmasına ve bazılarına göre uyumlu olmalarına rağmen birbirine zıt iki renktir. Buradan da L. ve Light’ın birçok anlamda birbiriyle uyumlu oldukları hatta bir yere kadar birbirlerini sevdiklerini ama çatışmalarının asla bitmeyeceği çıkarılabilir.


Peki nedir bu çatışma? Kırmızı rengin kan ve şiddetle özleştiği düşünülürse, Light’ın “adalet” sağlamak adına insanlara dolaylı ya da dolaysız şekilde zarar vereceğine, yani çoğu kişinin düşüncesine göre kötü yola düşeceğine, L.’in ise toplumda bilinen “gerçek adalet” ve “iyiliğin” bir simgesi olarak ona karşı çıkarak birbirleriyle devamlı soğuk bir savaş halinde olacaklarını söyleyebilirim. Fakat burada emin olabiliriz ki bu çatışma hiç de kolay olmayacaktır. Bunu da tam olarak demin bahsettiğim iki karakterin karşı karşıya geldiği sahnede geçen “Çünkü kimsenin bana müdahale etmesine izin vermeyeceğim.” sözüyle anlayabiliriz.



Daha sonrasında Light’ın, ona doğru gelen bir kadına doğru elini uzattığını görebiliriz. Bence burada anlatılmak istenen şey, Light’ın peşinden, onun kurduğu yolda birinin daha yürüdüğünü ve buradaki kadının tam ümitlerinin bittiği yerde ana karakterimizin, onu gerçek anlamda fark edip onunla iletişimde olacağıdır. Yani o bahsettiğimiz tüm ideallerin içinde Light, aslında yalnız değildir.



Sonlara yaklaştıkça Light’ın zincirlerinden kurtulmuş ve kanatlarını sonuna kadar açmış şekilde görürüz. Yani ilk başta uzatılan o elmayı kabul ederek tüm zincirlerinin kilidini çözüp artık tüm ideallerini gerçekleştirebilecektir. Burada Light’ın ne kadar yüksekte resmedildiğine hiç dikkat ettiniz mi? Etmediyseniz hemen aşağıdaki görsele bakın. Siz de bunun bir tanrı tasviri gibi olduğunu düşünmüyor musunuz? O zaman yukarıda söylediğim, elmayı alıp bir “melek” gibi uçacak kısmını değiştiriyor ve bir “tanrı” gibi her şeyin kontrolünü elinde tutmaya çalışacak diyorum. Belki de o bahsettiğimiz tüm istekleri, “tanrı” benzeri birine dönüşmek içindi. Bu sahneyle ilgili son olarak dikkat etmemiz gereken yer, kanatların ona bağlı olmaması, önünde durduğu bir resme ait olmasıdır. Teknik olarak kanatları olmaması, kimsenin Light’ın bu özelliğini bilmeyecek olup herkesin onu sadece “normal” bir insan olarak göreceğinin kanıtıdır. Sadece “gözlerini tamamen açıp” gerçeğin ta kendisini görenler, karakterin bu durumunu fark edebilir. Belki de bunun bir diğer anlamı, ideallerini gerçekleştirmek adına anahtar olarak kullandığı o elma, ellerinin arasından gidecek olursa, tekrardan en başa gideceğini göstermesidir. Bunun da doğru olup olmadığını artık izleyip öğreneceğiz.


En sonuna geldiğimizde analizin başından sonuna kadar hep bahsettiğim, o meşhur elmayı tekrar görürüz. Burada elmanın ısırılmış olmasına dikkat ettiniz mi? Yani Light, yukarıda bahsettiğim tüm şeyleri, bir diğer deyişle elmayı içtenlikle kabul etmiştir. Tam imgeyi anlamaya çalışırken bu ısırılmış elmanın, siyah bir deftere dönüştüğünü görürüz. Bir Death Note’a, yani bir ölüm defterine… Ölüm meleği tarafından Light’a sunulan ve o her şeyin kilidini açıp karakterimizin ideallerini gerçekleştirmesini sağlayacak ve onu bir “melek” ya da “tanrı” rolüne götürecek olan şey, sadece bir defterdir. Çok tuhaf, değil mi? Aslında değil. Zira bu defter de sadece sıradan bir defter değil. Tıpkı yasaklanan bilgi ağacının meyvesinin sıradan olmaması gibi… Bunu da izleyenler, yeni başlayanlar ve hatta sadece konusunu bilenler bile çok iyi anlayabilir.



Sonuç olarak 2006 yılında yayınlanmaya başlanmış olan bu muhteşem animenin, bırakın konusu, felsefi arka planı ya da karakter incelemelerini, sadece jeneriğiyle bile birçok şey anlatıp birçok şeyi sorgulatabildiğini düşünüyorum. Sadece Death Note’u değil, üzerine düşünülüp yapılmış her tanıtımın, bu şekilde incelenebileceğini de eklemeliyim. Son olarak izleyin, izletin ve üzerine düşünmekten asla vazgeçmeyin.

Esma Nur Koçak

Yorumlar